Kadın Hakları ve Siyasette Kadın

 Kadın Hakları ve Siyasette Kadın

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından “Kadın Hakları ve Siyasette Kadın” konulu panel düzenlendi. Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 85. yıldönümü ve Dünya Kadın Hakları Günü vesilesiyle düzenlenen panelin açılışına Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak, Ankara Milletvekili Nevin Taşlıçay, Rektör Prof. Dr. Yusuf Tekin’in yanı sıra, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yadigar İzmirli ve öğretim üyeleri ile öğrenciler katıldı.

 

“Ülkemizde kadın her zaman saygın konumda olmuştur”

Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, bir toplumun medeniyet düzeyinin kadınlara verdiği değerle ölçüldüğünü söyleyerek, “Kendi kültürel kodlarımızdan kadim medeniyetimize kadının her zaman çok muhterem çok onurlu bir yere sahip olduğunu biliyoruz. Ülkemizde kadının toplum içindeki konumu da her zaman saygın bir durumda olmuştur. Özellikle Cumhuriyetimizin kuruluşunun ardından dünyadaki birçok devletten önce 1930 yılında yerel seçimlerde, 1933 yılında muhtarlık ve ihtiyar heyeti seçimlerinde, 5 Aralık 1934 tarihinde milletvekili seçimlerinde de seçme ve seçilme hakkını elde etti kadınlar. Bu öncü girişimler karar alma mekanizmalarında katılım noktasında kadınlarımıza uluslararası arenada hala farklı bir gurur yaşatmakta. Çünkü diğer ülkelerden çok daha önce elde edilmiş bir hak” şeklinde konuştu. “2013 yılında yapılan düzenlemeyle başörtülü kadınların da kamuda çalışmasına ve seçilme haklarına yönelik ayrımcılıklar da kaldırılmış ve böylece önemli bir eşik atlatılarak siyasal haklar manzumesi tamamlanmış oldu” ifadelerini kullanan Bakan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz baktığımızda bugün kadının siyasete aktif olarak katılması ve siyasette kadın temsilinin istenen düzeye getirilmesi için de birçok düzenlemeler, iyileştirmeler yapmaya devam ediyoruz. Ülkemizdeki eğitimli, donanımlı ve yetkin kadınların bu alanlarda potansiyellerini ortaya koyarak cesaretle ortaya çıkmasında büyük bir fayda görüyorum. Buradaki gençlerimizin de siyasete daha etkin katılımını önemsiyoruz. Bu yüzden kadınlarımızın tüm karar alma mekanizmalarında, kamudan özel sektöre, üniversitelerimizden sivil toplum kuruluşlarımıza tüm karar alma mekanizmalarında daha etkin daha öncü roller alması için özellikle gayret ediyoruz.”

Kanunlarda yapılan düzenlemelerle kadın erkek fırsat eşitliğini gözeten birçok düzenlemenin hayata geçirildiğine dikkat çeken Selçuk, “Bu süreçte bizim asıl olarak yapmak istediğimiz fırsat eşitliğini sağlarken aynı zamanda toplumdaki rolleriyle beraber daha etkin, daha aktif roller üstlenebilmeleri ve şu anda baktığımız zaman ilk defa 31 Ekim 2013 tarihinde TBMM Genel Kurul Salonu’na başörtülü milletvekillerimiz başörtülü olarak girebildiler. Biz sadece 6 yıl öncesinden bahsediyoruz aslında ama daha geçen ay meclis genel kurulumuzda yine bir başörtülü milletvekilimize haddini bildirmeye çalışmalar da oldu. Bunlar tabii bizim teessüfle karşıladığımız durumlar. Bunlar için de bizlerin daha çok çalışması ve kadına yönelik ayrımcılık konusunda zihniyet dönüşümünü sağlamamız gerekmekte” şeklinde konuştu.

 

“Türkiye’nin demokrasi mücadelesi için önemli bir gün”

Panelin oturum başkanlığını da yapan Rektör Prof. Dr. Yusuf Tekin, “Güzel ve önemli bir gün. Bu etkinliğe ev sahibi olmaktan bir sosyal bilimler üniversitesi olarak gurur duyuyoruz, mutluyuz. Katılımcı olan herkese teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.  Türkiye’nin demokrasi mücadelesiyle ilgili olarak yanlış bilinen çok sayıda konu olduğunu vurgulayan Rektör Tekin, şöyle konuştu:

“Bunlardan bir tanesi de Türkiye’nin demokrasi mücadelesinin ve demokrasi tarihinin Batı’dan daha geri olduğuna dair algıdır. Külliyen yanlıştır. Bunun bir örneği bugün burada konuştuğumuz Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasına ilişkin düzenlemedir. Dünyada parlamentolar özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaygınlaşmaya başladı. Parlamento kurulan ülkelerde, özellikle birçok Batı ülkesinde bırakın farklı dinlere mensup olan vatandaşların oy kullanabilme hakkını aynı dinin farklı mezheplerine mensup vatandaşların bile oy kullanamadığı Fransa, İngiltere, Rusya gibi ülkeler söz konusudur. Osmanlı’da, bize bugün demokrasi satan birçok ülkeden çok daha demokrat, çok daha anayasal vatandaşlık esasına uygun olarak farklı dinlere, farklı etnik kimliklere mensup Osmanlı vatandaşlarının tamamının oy kullanabildiği bir parlamento oluşturulmuştur.”

 Ülke olarak kadınlara seçme ve seçilme hakkını dünyanın birçok demokratik üllkesinden daha önce tanıdığımızı hatırlatan Rektör Tekin, “Dolayısıyla bugünü hem Türk kadınına seçme, seçilme hakkı tanınmasının yıldönümü etkinliklerini gerçekleştirmek hem de Türkiye’nin demokrasi mücadelesindeki yerini tespit etmek adına önemli bir gün olarak görüyorum” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fulya Bayraktar ise “Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi vatan ve millete hizmet yolunda topraklarımızı vatan kılanların iman, irfan ve hizmet aşkın dan kuvvet alarak çalışmaktadır. Dün milli mücadelede cephane taşıyan, can ve kan veren anaların torunları olarak bugünün kadınları ülkesini yükseltme savaşını, faziletini, ilmini ve alın terini katmaktadırlar” dedi. Üniversitemizin sosyal bilimler ve sanat alanında dünyanın önde gelen üniversitelerinden biri olma hedefine vurgu yapan Bayraktar, “Üniversitemiz kadın çalışmaları konusunda da teklif ettiği bakış açısıyla bu konudaki evrensel problemlere yeni çözüm önerilerinin oluşturulmasını hedeflemektedir” ifadelerini kullandı.

 

Yukarı